HAS
sf. 1. Özgü: Her medeniyet kendine has değerleri gerçekleştirerek insanlığın ortak hazinesini zenginleştirir. -C. Meriç. 2. Katışıksız, en iyi cinsten, saf: Has gümüş. 3. Hükümdara özgü olan: Has ahır. Has bahçe. 4. mec. İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse). 5. a. tar. Başmaklık.
HAS
Duvar.
HAS
Boş yer.
HAS
İpekli.
HAS
Marul.
HAS
Has, marul
HAS
< Ar. hâss: has; iyi; lezzetli; un ve ekmek için birinci kalite; ekstra; en iyi; en güzel. || has eyhmeyh: francala || has giz: güzel ve ahlaklı kız || ey has (da): pekâlâ,
HAS
İyi, güzel
HAS 2004
Osmanlı İmparatorluğu toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeden çok olan topraklar ve bu topraklardan alınan vergi. krş. tımar, has
HAS 1974
Yıllık geliri 100.000 akçeyi aşan dirlik.
HAS 1976
Pideye benzeyen tandır ekmeği. (Deliilyas *Şarkışla -Sivas)
Sözlük
Lütfen aşağıdaki kutuya anlamını öğrenmek istediğiniz kelimeyi yazınız ve sonrada sözlükte ara butonuna tıklayınız...
Son Aranan Kelimeler
En Son Aranan 5 Kelime |
---|
1 has |
2 binit radyosu |
3 Karasatı |
4 yaraş |
5 yeğan |
En Çok Aranan Kelimeler
En Çok Aranan 5 Kelime |
---|
1 piyar |
2 analog bilgisayar |
3 vergi koyma |
4 andam |
5 duvar duyurusu |